Âlemdeki her şeyi O yaratmıştır. Yarattıklarını öyle yaratmıştır ki, ondan daha iyisi ve güzeli olamaz. Biitün akıllıların aklı bir araya gelse ve bu memleketin şeklinin daha başka ve fakat daha güzel olması için düşünseler, yahut bundan daha güzel tedbir arasalar, yahut bir şeyi azaltıp yahut çoğaltmak isteseler yapamazlar. Bundan daha iyisi olur diye düşündükleri yanlıştır. O'nun işinin ve hikmetinin sırrını anlayamazlar. Böyle olanlar şu kör gibidir ki, bir odaya girer, orada her şey yerli yerindedir, ama o görmez. Bir şeye çarpınca, bir şeyi devirince, «Bunu niye yol üstiine ayak altına koyarlar?» der. Hâlbuki o şey ayak altında değildir. Fakat o kimse yolu görmüyor.
Yarattığı her şeyi adaletle ve hikmetle [bir fayda ile] yaratmıştır. Ve olması icabeden şekilde yaratmıştır. Eğer bu yarattığından daha mükemmeli miimkün olsaydı ve onu yaratmasaydı, ya âciz olurdu veya bahîl olurdu. Bunların ikisi de Allahü Teala için söylenemez. O halde, sıkıntı, hastalık, fakirlik, bilgisizlik ve acizlik gibi yarattığı şeylerin hepsi adaletledir. Zulüm yapması mumkün değildir. Çiinkii zulüm, başkasının mülküne tasarruftur. O'nun bir başkasının mülkünde tasarruf etmesi olamaz. Ciinkü O'ndan başka mülk sahibi yoktur. Olmuş olan ve olabilecek olan bir şey Bir Zâtın mülküdür. Mâlik O'dur. Ortağı ve eşi yoktur.